9 Mayıs 2012 Çarşamba


canı yanarken, can yakan...

Canı yanan sabretsin.

Canı yakan da yanacağı günü beklesin..

*Hz.Muhammed~ (s.a.v)


Evet, acıdan, canımızın yanmasından söz ediyoruz hep değil mi... Acı büyütüyor, değiştiriyor bizi ve biz acımızı değiştiriyoruz büyüdükçe ve acımızı büyütüyoruz değiştikçe... Acıdıkça derin daha derin alıyoruz nefesimizi, sabrediyoruz, doğru... Peki ne bana dokunan? Yakıyor muyum can? Yandığımca yakıyorsam...! Yaktığım canın da aldığı o derin nefeslerin tükettiği oksijen"siz"lik mi bekleyen beni? Yoksa yandığımca yakıyorsam, yaktığımca yanacağım günü mü beklemekteyim? Sabrım acıya mı? Acısız "an" var mı yaşam denen hayalde? Acımadıkça yaşa"ma"dıkça neden geldik ki? Amacımız, nedenimiz ne? Bu şeref, bu onur bu değer neden biçildi bize? Fark etmedikçe, edemedikçe belki de devam etmenin amacı ne? 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder